Özcan ÖZGÜN ozcanozgun@gmail.com Şiir nedir? Nasıl yazılır? Niye Yazılır? Niye Okunur? Acaba filanca şair, filanca şiirini nasıl yazdı? Kuşkusuz bu sorular çok soruldu fakat tatmin edici cevaplar bulunamadı. Bu yazının amacı da bu sorulara cevap aramak değil zaten. İçinde insan olmayan fotoğrafa ben fotoğraf demem. İçinde anlam olmayan şiire ben şiir demem. Ooo şiire bak. Helal olsun. Yazmış valla. Şiire bak aldı beni diyar diyar gezdirdi, üstüne…
şiir
Acıkmış ay sürüleri dolaşıyor Mavi çayırlarda, Birikmiş gecelere düşüyor gölgeleri Ürkek tayların; Derinlerden gelen sesler Kaldırımları tutmuş, Suskun bir uğultuyu emziriyor Işıktan yatağında, Camları kırılmış pencereleriyle evler; Çalınan kapılarda Korkan yüzleriyle Çıkarıp kimliklerini gösteriyor, Tenlerine teyelleyip Titreyen elleriyle, Korkunun duraklarında Islak bir bulut, Kanat kanat her havalanışında, Kirpiklerimden bir ormana çarpıyor; Suların yüzünde Karaya oturmuş gölgeler Kentlerin limanlarında Yana yatmış gemilerle Dipleri tarıyor; Sancılı …
Suskunluk dün gibiydi Sessizliğin rengiyle dolu, Neye dokunsam güz, Çığlığı yarım kalan bir uçurum, Özgürlüğü kanatları olan Uzakların kuşlarıyla dopdolu; Dansını durmadan yenileyen kuğu Leylak renkli ufuklara bakıp Biriktirdiklerimdi, Öğrenip geliştirdiklerim; Su başlarında okuyup okuyup, Yırttığım bulutların gölgeleriydi; Sarı kaldırımlardan Uzun akşamlara gönderdiğim Vapurlarda büyüyen sardunyalar, Ak bir kireç sessizliğinden Şenliklerin sesini çıkaran Bahçe duvarları; Giyindiğin sevincin çözülmüş taylarıdır, Raylardan akıp gelen trenler Sırtında bozkır yeli Çamların fısıltısı…
Uyanır gidersin Dağlardan ovalardan öte, Kanadın ışık yükü Yıkanıp arınan serçe; İlkyazın sarı çiçeği Yamaçların tutamadığı gülme Leylağın unuttuğu yüz; Evlere tutunmuş sokaklardan sonra Onca yıkıntıyı tek başına Bahçelere bırakan, Sınırlarını yitirmiş düzlük Açar dalgın rüzgarlara Açar dilindeki uçurumları Biri oralardan sonra Biri büyür eski duygularla; Geceden taşıdıklarınla İnersin akan suyun yanına, Ellerin uzun kavak ağacı Ellerin ürkek erik çiçeği, Bir kuş uçar gider…
Hasan Çekmecelioğlu eskimeyen ne vardır insanın eli değen bir düşün, arkadaş, dost, kitap, en sevdiğin elbiselerin, muzlu süt, çikolata, ‘yanağından gayri her şeyi paylaştığımız’ yar mı? umarsız geçen koca bir ömrün yarısı geçmiş olsa da çoktan bir sevda düşer yadına senin de hiç bükme öyle boynunu olmaz diye, düşer. bir sevda ki yeniden yakar tıpkı ateş gibi düştüğü yeri. korkma gülümse, yüreğin aydınlansın hiç olmazsa sararmış, kimi…
Hasan Çekmecelioğlu zaman olur ki, yaşanmışlıklar dizilir önünüzdene hesap sormaktır istedikleri ne de acı çekmenizi sağlamaksize geçmişinizde yolcululuk yaptırmaktır istediklerisadece sizi size hatırlatmak içinyaşamın savurduğu sizi, size çırılçıplak göstermek için.zaman içinde,mevkilere gelir kıyafetler giyerizmeylerle dolar kadehlerimiz kendimizden geçerizsevgiler yalan olur aşklar gayemiznereden geldiğimizi unutur daha da isterizuzatmadanbilmeden kendimizi tüketirizyaşanmışlıkların böyle bir görevi varoluşturdukları kültürü kişiliği geri isterkavgada hep güçlü kılmak ve sonunda kazanan görmek istersen korkmaannen, baban, kardeşlerin…